Perinçek: Normalleşmede anahtar silahlı işbirliği
Vatan Partisi Genel Başkanı Dr. Doğu Perinçek Lider Haber TV’de Tarihçi Yazar Koray Kamacı ve Akademisyen Doğan Akdeniz’in sorularını yanıtladı. Perinçek, burada Türkiye-Suriye ilişkilerinin tarihsel kökenine inerek bugünkü durumun değerlendirmesini yaptı.
ATATÜRK’ÜN FEDERASYON FİKRİ
Perinçek, Mustafa Kemal Atatürk’ün Suriye ve Batı Asya ülkeleriyle ilişkilere özel önem verdiğini anımsatarak şunları söyledi:
“Atatürk daha 1920-21-22 yıllarında bir Türkiye-Suriye-Irak federasyon fikrini savunmaya başladı. 1920 yılında 23 Nisan’da Meclis açılıyor, ertesi gün 24 Nisan günü Meclis’te anayasa değerinde bir konuşması vardı. O anda bir anayasamız yok. Ve o 24 Nisan konuşması yeni anayasa gibi bir konuşmadır. Hem yeni anayasadır hem de savaşın stratejisini koyar ve oradan başlayarak söyler. Suriye’deki, Irak’taki, orada İngiliz, Fransız emperyalistlerine direnen Arap kardeşlerimizle Iraklılarla, Suriyelilerle görüşmeler yapıyoruz. Hakikaten geliyorlar, gidiyorlar. Niçin biz ülkeyi Suriye ve Irak olarak bir konfederasyon, hatta federasyon yapmayalım der. Ondan sonra Hakimiyet-i Milliye Gazetesi de bunu başyazı olarak yazar.”
‘BAĞIMSIZ OLUN’
Perinçek şunları kaydetti: “Başka konuşmaları da meclis kürsüsünden yine söyler ve o temaslar devam eder. Ve oralarda Atatürk’ün tavrı şudur, Suriye ve Iraklılar, İngiliz ve Fransa empreyalistlerine karşı savaşanlar, bağımsız devletler olun ki, bizlerle beraber bir konfederasyon, hatta federasyon yapalım ama sizin devletiniz olmazsa onu nasıl yapacağız der.”
1937’de dönemin Suriye Başbakanı Mardam’ın Ankara’ya geldiğini ifade eden Perinçek “Atatürk onunla sabahlara kadar oturur ve orada yine söyler; tam Suriye’nin bağımsızlığını kazanmaya doğru gittiği sıralar… Siz bağımsızlığınızı kazanın şu Fransızlardan kurtulun. Gerçek kimliğini ortaya koyan çok önemli bir şey vardır. O ‘Batıcı Atatürkçülerin’ bilmediği, anlamadığı, görmek istemediği bir şey” dedi.
NESNEL TEMEL
“Atatürk’te bir Batı Asya Birliği fikri var” diyen Perinçek “O çok önemli. Şimdi bu Türkiye-Suriye işbirliğinin nesnel temeli var. Kimse bunun önüne geçemez. Neden? Çünkü Amerika Birliği bizim bölgemizde, bizim topraklarımızda bir sözüm ona Kürdistan gerçekten bir ikinci İsrail devleti kurmak planını ilan ediyor. Türkiye’yi diyor ki; bu Kürdistan’ı kabul etmezsen Avrupa Birliği’ne de seni almayız, istediklerini alamazsın” ifadelerini kullandı.
KADER BİRLİĞİ
Perinçek konuşmasına şöyle devam etti: “O zaman bunların birlikte olmaları nesnel bir gerçek. Kesinlikle. Kader birliği yapıyor. Yani toprak bütünlükleri için bu bir mecburiyet. Ama ekonomileri için de mecburiyet. Yani bu ekonomiler birbirlerini tamamlayan ekonomi. Bir düşünelim. Türkiye, Suriye, Irak, İran beraberliği… Dünyanın enerji üretiminde Irak, İran. Dünyanın büyük enerji üreticileri, Türkiye gibi modern, ilerici, devrimci bir ülke… Onun insan kaynakları, insan gücü… Türkiye’nin devlet kurma yeteneği, ordu habiliyeti, ticaret yolları, ekonomisi, kalkınma yolu projesi, ekonomisi. Yani Batı Asya Birliği son derece gerçekçi ve önünde de durulmayan bir projedir ve olacaktır.
SİLAHLI İŞBİRLİĞİ
“Ama şimdi önümüzde atacağımız adım nedir? Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerini askeri işbirliği ile bitirmeliyiz. Bakın burada askeri işbirliğin altını çiziyorum. Vurgular şu. Sayın Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ile Sayın Beşar Esad görüşsünler. Zaten o görüşmeyle başlar bu işler. Onların görüşmesi de şart değil yani bir takım psikolojik faktörleri de dikkate almak lazım. Burada önemli olan ne? Önümüze Türkiye ve Suriye arasında silahlı işbirliğini koymamız lazım. O silahlı işbirliği bir anahtar. Irak’la, İran’la yakınlaşma, Rusya’yla yakınlaşmayı getirecektir. Büyük destek olacaktır. Yukarıda Ukrayna’da Rusya’yı rahatlatacaktır. Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, Suriye’nin toprak bütünlüğünü, İran’ın, Irak’ın toprak bütünlüğünü sağlayacaktır. Bir nevi dünyadaki gelişme ve Asya’nın yükselişinde bir kapı açacak. Önemli bir denge oluşturacak. Olmaması için herhangi bir neden var mı? Olmaması için neden var. Bu öyle bir proje ki, Amerika’nın, İsrail’in falan can damarına basıyor.”